13 Mart 2010 Cumartesi

Dansın Kralı!



Daha önce ilkini sizler için çevirdiğim Mark King'in worldsnooker.com için yazdığı köşe yazsının ikincisini paylaşıyorum.

Son yazımdan bu yana antreman rutinime tekrar geri dönmek zorundaydım.Eşim Sally bu aralar gerçekten çok aktif, yeni doğan çocuğumuza vakit ayırırken diğerlerine de en az onun kadar vakit ayırıyor.Bu aralar formumdan memnunum, gerçekten iyi vuruşlar yapıyorum ve ay sonunda ki Çin Açığı dört gözle bekliyorum.Ondan sonra da Dünya Şampiyonasını.

Dünya Şampiyonasında Steve Davis ile eşleştim ve bir gazetede Steve Davis'in bu eşleşmenin ikimiz içinde iyi olduğunu söylediğini okudum.Ben de bu görüşe katılıyorum.İkimizde bu eşleşmeden memnunuz.Ancak bu demek değildir ki bu maç benim için kolay geçecek.Steve Davis çok büyük bir oyuncu ve onunla daha önce The Crucible'da hiç karşılaşmadım.Olağanüstü bir atmosfer olacağını düşünüyorum.

Steve Davis'e minnetarım çünkü o bana kariyerimin bir bölümünde çok yardım etti.Snookerı ilk izlemeye başladığımda favori oyuncum o değildi Jimmy White ve Alex Higgins'ti.Ama profesyonel olduktan sonra Steve ile beraber çok fazla antreman yaptık.Bana gerçekten bir çok şey öğretti.Ondan birşeyler öğrenmek için onu izlemeniz yeterli.Aslında bunu benimle yapmayabilirdi, bir başkasıyla da antreman yapabilirdi.Ama en sonunda bu antremanlar sanırım onun da işine yaradı çünkü beraber antreman yaptığımız zamanlarda UK Championship'te final oynamıştı.

Hala bu şekilde oynuyor olması gerçekten inanılmaz.Bence hiç bir oyuncu 52 yaşına gelmesine rağmen ilk 32 içerisinde kalmayı başaramaz.Eğer onun gülmeye ihtiyacı varsa maçta bunları yapacağız ancak maç öncesinde ellerimizi sıkacağız,işte bu.Can düşmanları gibi.

Hiç birşey The Crucible'da oynamaya benzemez.Seyirciler hemen arkanızdadır ve dönüp elinizi uzatsanız dokunacak gibisinizdir.Geride beklerken,otururken ya da salona gelmeden önce bu elektriği ve gerginliği çok iyi hissedersiniz.Eğer diğer turnuvalarda bulunduysanız ancak The Crucible'da bulunmadıysanız bunu kesinlikle yaşamalısınız.Eğer Wembley'de ki gibi salona müzikli bir giriş yaparsak, nasıl bir giriş yapacağıma hala karar veremedim.Belki biraz farklı şeyler olabilir ama kendimi güldürecek ve eğlendirecek birşeyler olacaktır.

Mark King'in bir önceki yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder