13 Aralık 2010 Pazartesi

En Mutlu Anlarım

Higgins 9-5 geriye düştüğü final mücadelesinde rakibi Williams'a masayı dar ederek 9-10'luk harika bir zafere imza attı.Ve mutluluğunu da başlıkta ki cümleyle dile getirdi.


Dün akşam snooker severler her açıdan efsane olabilecek nitelikte bir maç izledi.Maçı ilk seansında oyuna rahat ve hızlı başlayan Mark Williams 6-2'yi bulurken muhtemelen kafasında ikinci seansta işi bitirebileceği düşüncesini canlandırmaya başlamıştı.Aslında işler pek de fena gitmedi.İki oyuncunun karşılıklı aldığı frameler ile geçen maç 9-5'e geldi dayandı.Artık şampiyonluğa bir frame uzakta bulunan Williams eline şans da geçmesine rağmen kupanın diğer kulpundan da tutamadı.Aslında Williams için kritik frame 11. ve 12. framelerdi.Bu iki framede de şans bulmasına rağmen yaptığı basit hatalara kurban olan Gallerli oyuncu bedeli şampiyonluktan uzak kalarak ödedi.

İskoç John Higginse ise 6 ay gibi uzun bir süre sonra çıktığı ilk tam sıralama turnuvası niteliğinde ki Uk Championship'te zafere imza atarak, büyük bir oyuncu olduğunu herkese tekrar hatırlatmayı ihmal etmedi.Yüz bin £ ve 8 bin sıralama puanı kazanan Higgins, bu sıralama puanları sayesinde de tekrar birincilik koltuğuna geçmiş oldu.Ayrıca Higgins kariyerinde ki üçüncü Uk Championship zaferine imza atarak dört zaferle önünde bulunan Rocketin ensesine yapıştı.

Higgins:"Belki bu bir alın yazısı.Zaferi babama ve tüm aileme hediye ediyorum.Tüm hafta boyunca kendime göre doğru olan şeyleri yapmaya çalıştım.Beni galibiyetten uzaklaştıracak şeylere dur deme konusunda kararlıydım.Mark'ın harika performansı sonrasında durdurulabilirdim bu yüzden gururluyum.Bu demek oluyor ki oynamam ve kazanmam için her şey tekrar bana döndü."

"Skor 9-5 olduğunda tamamen oyun dışında kalmıştım.Mark'ın bugün harika oynadığını ve maçı kontrolünde götürdüğünü hissediyordum.Asla pes etmedim ancak bu dağa tırmanmak gibiydi.Skor 9-7 olmasına rağmen Mark oldukça sakin görünüyordu."

Higgins maçın en önemli dönüm noktası olan 17 framede rakibinin sarı topa pozisyon almaması ile ilgili olarak ise şu açıklamalarda bulundu.

"O framede siyahı gönderirken sarıya da pozisyon almalıydı.1996 British Open finalinde Nigel Bond'a karşı benzer bir şeyi ben yapmıştım.Kırmızıyı cebe gönderdikten sonra siyaha pozisyon için oynamamıştım çünkü snookera ihtiyacı vardı ancak en sonunda kaybetmiştim.O vuruşu hiç unutmam ve sanıyorum ki Mark da kendininkini unutmayacak."

"9-9'da bile onun cesaretini kaybetmeyecek bir oyuncu olduğunu biliyordum.Masaya geldiğinde temizleyeceğini düşünüyordum çünkü kilidi çözmüştü ve eğer o kahverengiye gitse potu gerçekleştirebilirdi."

Kendisi için dramatik biten final ile ilgili olarak Williams ise pişman olduğu anı şu şekilde dile getirdi.

"Pişman olduğum tek vuruş maç 9-7 iken siyahtan sarıya gitmeyerek yaptığım vuruştu.Bu aklımdan çıkmadı ve daha sonra kazanmak için mücadele ettim.Son framede kahverengiyi pot yapamadığım için biraz şanssızım ancak herhangi bir şikayetim yok.Bu hafta en iyi oyunumu oynadım ancak turnuvanın en formda ismine kaybettim.Maçı kazanmak için şans buldum ancak kullanamadım."




6 yorum:

  1. Çok Güzel bir finaldi gerçektende.. hatta bu zamana kadar izlediğim en güzel finallerdendi.. tam artık tamam Williams kopardı gidiyor derken, Higgins'in geri dönüşü takdir edilir gerçekten.. ya bu Higgins hem çok şanslı hem de çok şanssız bi adam yaa.. maç içinde o kadar çok şanssız vuruşlar yaptı ki.. ama son andaki kahverengi şansı maçı bitirdi.. favorimdi Hinggins.. Fenerbahçem yenmiş kadar sevindimn valla.. :))) Williams'a da özelliklede minik yavrucağına da üzüldüm.. sonuç olarak dvdlere kaydedip arşivlencek bir maçtı.. 4buçuk saatlik snooker ziyafeti.. :)))

    bu arada turnuva boyunca, turnuvanın heyecanını bu blog sayfasında tutan, çok hızlı bir biçimde güncellemeler yapan "infazure" arkadaşımıza da şahsen çok teşekkür ediyorum.. iyi iş yapıyorsun kardeşim.. böyle devam et :)))

    YanıtlaSil
  2. @Samet, ben de sizlere teşekkür ediyorum.Turnuva zamanlarında snooker severlerin ilgili gerçekten daha da katlanıyor.Sizler olmadıktan sonra burada bir şeyler yazmanın da bir anlamı olmuyor.:)

    Maça gelecek olursak, her dediğine katılıyorum.Higgins gerçekten çok büyük bir oyuncu olduğunu yeniden hatırlattı.Mark'ın oğlu hakkında dediklerine katılıyorum.Özellikle 17. framede babası frame topunu gönderince yavrucak alkış tutmaya başlamıştı ancak kim bilebilirdi:)

    Seni de ayrıca tebrik ediyorum, turnuvanın ilk maçından sonra Higgins'in favori olduğunu buradan hepimize söylemiştin. :))

    YanıtlaSil
  3. higgins konusunda tamamen duygusal davrandım valla.. :)) kardeşim yeni valla siteni keşfettim.. biraz geç oldu ama bundan sonra burdayım.. zaten snooker ile alakalı pek Türk sitesi yok.. senin sayfan çok güzel gerçektende.. ne kadar snooker sevdalı bir insan olduğunu gösteriyorsun.. aslında diyorum ki biraz çoğalıp kendi aramızda maçlar yapsak :)) bundan 2 yıl kadar önce sadece snooker oynamak için Tuzladan Mecidiyeköye giderdim valla.. 4-5 saat oynayıp eve dönerdim :)) bayağı bi zamandır oynamıyom.. özledim çok beya.. :)))

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim.Aslına bakarsan ben de bu tip organizasyonları çok isterim.Ancak Ankara'da ikamet ediyorum :) Ancak sen İstanbulda olduğuna göre, gerçi biraz uzaktasın ama :)) sana toplu şekilde turnuva düzenleyen istanbullu snooker severlerin bulunduğu bi facebook grubunun linkini vereyim, aralarında gerçekten kaliteli oyuncular var ki birisi zaten Muhammed Leysi. http://www.facebook.com/group.php?gid=6688273329

    Ama Ankara'da olanlarla her zaman oynamaya hazırım :))

    YanıtlaSil
  5. saolasın üstad bilgilendirme için.. belki işin istanbula düşer yaparız 3-5 oyun :))

    YanıtlaSil
  6. Zaman zaman maçlara geliyorum.Umarım kısa bir süre içerisinde görüşebiliriz.

    YanıtlaSil