28 Aralık 2010 Salı

2010'dan Akılda Kalanlar

Aslında 2010 yılının enleri anketlerini oluştururken, sene içerisinde akılda kalan bir çok olayı hatırlamıştık.Ancak atladıklarımız ve yer vermediklerimiz de arada yer aldığı için, 2010'a genel bir bakış atmak iyi olur düşüncesindeyim.Gelin seneyi gözden geçirelim;

Dünya Şampiyonası çeyrek final mücadelesi


2010 yılı snooker sezonu Championship League mücadeleleri ile başladı ancak daha önemlisi kısa süre sonra başlayacak olan The Masters'dı.İlk 14 oyuncunun direk katılımı ve 15-16 sıralarında yer alan oyuncularında wild cardlardan gelen rakipleriyle oynadığı maçlar sonunda son 16 belli oldu.Jimmy White'ın wild cardlarda ki mücadelesi çılgın bir seyirci kitlesini maça çekmişti.MC Rob Walker ise White'ı salona "Gönüllerin Şampiyonu" olarak çağırıyordu.




The Masters tüm hızıyla ilerlerken bir önceki sezonun rövanşı niteliğinde ki finale adım adım gidiliyordu.Ronnie yarı finalde Mark Williams ile karşı karşıya gelmiş ve harika bir maçı tüm snooker severler izlemişti.Son dakikasına kadar heycanın eksik olmadığı maçta gülen taraf ise Rocket olmuştu.Finalde ise hepinizin bildiği gibi Selby için her şey kötü giderken bir anda onun lehine dönmüştü.Tesadüf o ki Selby'nin geri dönüşü, Ronnie'nin The Masters şarkısı olan The Hours grubunun "Ali in the Jungle" parçasıyla örtüşür gibiydi.Zira şarkının başında "Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin..." sözleri yer alıyor.Önceki sezonun rövanşını oldukça akılda şekilde alan Selby kupasıyla beraber mutluluk pozları verirken, 09-10 sezonunda kazandığı tek turnuvaya da veda ediyordu.

Selby bu sezon The Masters'da üçüncü zaferini hedeflediğini açıkladı.

The Masters geride kalırken kısa bir süre sonra başlayacak olan Welsh Open'a oyuncular dikkatlerini vermeye başlamışlardı.Turnuvanın tüm ev sahibi oyuncuları, yani Gallerliler turnuvaya çeyrek finalde veda ederek turnuvadan Galli bir şampiyon çıkma ihtimalini çöpe göndermişlerdi.Turnuvanın en akılda kalan maçlarından biri çeyrek finalde Mark Allen ve Ronnie arasında gerçekleşmişti.Ronnie'nin iki kez üst üste maksimum seri denemesi başarısız olmuştu.Özellikle sadece renklilere kaldığı ikinci denemesinde kaçırdığı yeşil ile 10. maksimuma ulaşma şansını kaçıran Rocket oyunun geri kalanında harika oynamış ve rakibi Mark Allen, havlusunu ıstakasına takarak beyaz bayrağı çekmişti.


Turnuvanın yarı finalde sezonun dördüncü Ronnie-Higgins eşleşmesi gerçekleşiyordu.Shanghai, Grand Prix ve Uk Championship'ten sonra ikili Welsh Open'da da karşı karşıya geldiler.Son iki maçın galibi Higgins geriden gelerek galibiyete ulaşırken, Dünya Şampiyonluğundan sonra devam eden yüksek formunu da sürdürmeye devam ettiğini gösterdi.Diğer yandan ise turnuvanın son şampiyonu Ali Carter ünvanını koruma şansını yakalayarak finale yükselse de Higgins'in kimselere geçit vermeye niyeti olmadığını bir kez daha görüyorduk.Rakibini 9-4 gibi rahat bir skorla geçen İskoç oyuncu sezonun ikinci sıralama finalinde, ilk zaferine imza attı.Turnuvadan istediklerini alamayan oyuncular için Dünya Şampiyonası öncesi son durak ise Çin olacaktı.


Bir çok oyuncu için yeni umutlarla başlayan turnuva, wild cardlardan gelen oyuncuların sürprizlerine tanıklık etti.İlk turda Çinliler'in sevgilisi olan Ronnie genç oyuncu Tian Pengfei karşısında 5-3 mağlup olarak turnuvadan eve yine eli boş döndü.Sezonun en formda ismi olan John Higgins ise çeyrek finalde tekrar parıldamaya başlayan yıldız MJ Williams'a karşı koyamadı.Evinde oynadığı turnuva da vatandaşlarına bir hediye vermek isteyen Ding ise finale kadar oldukça formda ilerlemesine rağmen zafere ulaşamadı.Uzun süren sıralama turnuvası zaferine dur deme fırsatını net bir biçimde yakalayan Williams 10-6'lık zaferiyle kupayı havaya kaldırmayı başarmıştı.


Ve sezonun finali yani Dünya Şampiyonası'na gelinmişti.Tüm oyuncular için özel anlam taşıyan turnuva Gould ve Steve Davis'in ilk turda rakiplerini eleyerek bir üst tura yükselmelerinin heyecanıyla başladı.Bu sene Davis için ayrı bir anlam daha teşkil ediyordu.Yıllar önce Dünya Şampiyonası finalinde son siyahta 18-17 kaybeden efsane, maçın yıl dönümünde Dennis Taylor ile bir canlandırma maçına çıkacaktı.Davis'in bir sonra ki rakibi ise çetin bir ceviz, son dünya şampiyonu John Higgins oldu.Turnuvanın en unutulmaz iki maçından biri de bu maçtı kesinlikle.Steve Davis'e karşı bir türlü kilidi açmayı başaramayan son şampiyon rakibinin kendisi karşısında ortaya koyduğu performansa boyun eğmek zorunda kaldı ve turnuvaya veda etti.The Crucible'da ki 30. senesine giren Davis gerçekten bunun hakkını veriyordu.The Masters'ın yarı finalistleri Mark Williams ve Ronnie ise burada kozlarını bir kez daha paylaştılar.Son derece üst düzey bir maçın oynandığı turda kazanan yine Rocket olurken, Çin'de kazandığı galibiyetin moraliyle The Crucible'a gelen Williams evine eli boş dönüyordu.Turnuvanın en unutulmaz maçından bir diğerine ise Neil Robertson imza attı.11-5 geride olduğu maçta 12-13'lük bir galibiyet alan Avusturalyalı oyuncu finale artık daha emin adımlarla ilerliyordu.Gould turnuva sonrası röportajlarında bu durumu "Kamyon çarpmış gibiydim." diyerek özetliyordu.Turnuvanın en eğlenceli maçı ise Dennis Taylor ve Steve Davis arasında ki canlandırma maçında gerçekleştirildi.(Maç yazısı)Kahkahaların eksik olmadığı maçta tabi ki kazanan 25 sene önce olduğu gibi Dennis Taylor oldu.Finale yürüyen bir diğer isim ise ilk 16'ya geri dönmek isteyen eski şampiyonlardan Graeme Dott'tı.Tüm güçlü rakiplerini geride bırakan Dott finalde kazanamamış olsa da turnuva başında koyduğu hedef olan ilk 16'ya geri dönmeyi gerçekleştirdiği için mutluydu.


Finalde kazanan Neil 30 yıl sonra kupayı Uk sınırları dışına çıkarmayı başarırken kariyerinin en önemli zaferine de burada imza atıyordu.Turnuvanın final gününde ise gündeme bomba gibi düşen John Higgins'in şike yaptığı suçlamaları iddaası oyuncuyu mahkeme karara bağlanana kadar snooker turnuvalarından men ederken, snooker severleri de derinden yaraladı.

Yaz aylarına snooker patronu Barry Hearn'ün planları oylanarak girildi ve Hearn ve planları oy birliği ile kabul görerek icraata geçti.Snookera canlılık getirmesi beklenen küçük sıralama turnuvası formatında ki Players Tour Championship'ler başladı ve ilk 16 dışında ki bir çok oyuncu bu turnuvalarda kupa kaldırarak sıralama da kendileri için önemli adımlar attılar.

Yeni sezon ise Shanghai Masters ile başladı.Ailevi nedenleriyle turnuvada yer almayan Ronnie dışında mahkemesi turnuva sırasında sonuçlanacak Higgins'te turnuva da yer almadı.Galler'den sonra finale yükselemeyen Ali Carter tekrar finalde görünerek Shangha Masters'da ki ilk şampiyonluğunu yaşamayı başardı.Turnuva arasında ise Higgins'in masum olduğu mahkeme kararınca ispatlanarak Almanya'da düzenlenecek olan EPTC5 ile beraber turnuvalara dönmesine karar verildi.


Formatı değişen World Open'da en iyi 5 frame üzerinden oynanan maçlar hızlı ve akıcı bir turnuvayı bizlere izletirken, turnuva da Ronnie'den bir de 147 izleme keyfine eriştik.Onuncu kez maksimuma ulaşan Ronnie bu alanda ki rekoru da tekrar eline aldı.147 yanında turnuva da ortaya koyduğu rahat oyuna rağmen finalde son Dünya Şampiyonu ve Grand Prix'in gediklisi Neil'a diş geçiremeyen Ronnie 5-1 gibi net bir skorla kaybederek Neil'ın Glasgow alışkanlığını bozmadı.

Power Snooker'da oyuncuların eğlenceli hareketleri dikkat çekti.
Sezonun heyecan veren turnuvalarından bir diğeri ise Power Snooker idi.İlginç bir deneme olan Power Snooker'da maçlar dakika üzerinden oynanırken, normalden çok daha farklı snooker kuralları uygulanarak izleyenlere keyif dolu dakikalar yaşatıldı.Vuruş süresi, hızlı oyun şartlarının olduğu yerde rahatlayan Rocket bu turnuvada galibiyete ulaştı.


Eylül ayıyla beraber başlayan snookerın bir diğer önemli davet turnuvalarından olan Premier League Snooker'da ise Neil,Shaun,Ronnie ve Fu gruptan çıkarak finallerde yer aldılar.Ronnie gruptan itibaren rahat götürdüğü maçları, finaller de çok yüksek bir ivmeye taşıyarak Premier League kupasını kaldırdı ve bu turnuva da 9. zaferini alarak herhangi bir turnuva da en çok zafer elde eden oyuncu ünvanına da kendi adını yazdırdı.

Uk Championship öncesi düzenlenen son PTC turnuvalarından olan EPTC5 ve EPTC6 ise Higgins için oldukça mutluluk dolu anlara sahne oldu.Katıldığı ilk turnuva olan EPTC5'de şampiyonluk elde eden Higgins, EPTC6'da da finale çıkmasına rağmen karar oyunun da şampiyonluğu kaçırdı.

Higgins şampiyonluk duygusunu "Rüyaların yapıldığı maddeye" benzetti.
Takvimler aralık ayını gösterdiğinde ise Uk Championship'e sıra geldi.Şampiyonluk beklenen büyük oyuncuların hepsi bir bir elenirken Higgins bir türlü durmak bilmedi.Yaşadığı karanlık günlerin ardından çok büyük bir mutluluğa kavuşmasına az kalmıştı Higgins'in.Ancak finalde ki rakibi Williams maça oldukça hızlı başladı ve hızlı devam ederek oyunu 9-5'e kadar taşıdı.Williams, Çin'den sonra büyük bir turnuvada galibiyet almaya sadece 1 frame kala rakibinin geri dönüşüne mani olamadı.Skor 9-7 iken frame topunu cebe göndermiş olmasına rağmen Higgins'in bıraktığı snookerla oyunda kalmayı başarmıştı.

Yeni snooker sezonumuz her zaman olduğu gibi yine The Masters ile başlayacak.Umudumuz ise 2010'dan daha unutulmaz maçların oynandığı bir sezon görmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder