5 Mayıs 2010 Çarşamba

Turnuvadan Akılda Kalanlar


Dünya Şampiyonası bitti ve sezonu tamamlamış olduk.Açıkcası son zamanlarda izlediğimiz en heyecanlı turnuvalardan biriydi.Özellikle yaşattığı süprizler ile herkesi şaşırtmayı başardı.Tam bu maç bitti derken, oyuncuların yaptığı geri dönüşler,147 denemeleri,efsaneler herşey vardı bu turnuvada.

Turnuvanın şampiyonuyla başlayalım.Favoriler arasında olmasına rağmen çokta şampiyonluğuna kesin gözüyle bakılmıyordu.Marco Fu'yu eledikten sonra bir rüzgar gibi esen Gould'a karşı 11-5 geri düştüğünde de maçın bittiğini düşünmüştük.Ancak öyle birşey oldu ki Neil 8 frame kazanarak maçı 13-12 kazandı.İnanılmaz bir geri dönüştü şüphesiz.Maç sonunda Martin Gould'un yüzünde ki ifade herşeyi anlatıyordu.

Bir diğeri ise Steve Davis'ti.Son şampiyonu elediği maçtan sonra adeta heyecandan yere düşecekti.Elini alnına götürüyor,yere eğiliyordu efsane.Bu senenin en çarpıcı anlarından biri de buydu.Steve Davis demişken aklımıza gelen diğer olay ise 25 sene öncesinin canlandırıldığı maçtı.İkili bu maça gençlik günlerinde ki gibi gelmek istediler.Dennis Taylor meşhur gözlüklerini muhteşem şekilde yenilemişti ve bu fotoğrafta ki gibi gelmişti salona.MC Rob Walker ise oyuncuları salona çağırmadan önce "Bu çok özel seansa hoş geldiniz.Şimdi saatlerimizi iki efsaneyi buraya getirmek için geriye alıyoruz." sözlerini söylemişti.Maç sonunda ise o bilinen meşhur pozunu yine verdi ve ıstakasını iki eliyle havaya kaldırdı.Maçın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Turnuvaya Mark Allen çok hızlı başladı ve kafasında bir 147 vardı muhtemelen.Uygun anı yakaladığında sürekli denemeye giden Mark tüm kırmızıları gönderdikten sonra yeşile pozisyon alamayınca ilk 147'sinden olmuş oldu.Mark Davis'e karşı yine bir şans yakalamıştı ama bu seferde beyazı iyi çıkaramayınca mecburen pembeye gitti ve The Crucible tarihinin ilk 146'sını gerçekleştirmiş oldu.Bu 146 ile turnuvanın en yüksek serisine verdiği 10 bin £'luk ödülü tek başına alacaktı,ta ki Dott bir 146 yapana kadar.

Turnuvaya damgasını vuran diğer isim ise Dott oldu.Eski şampiyon ve finalist harika bir turnuva çıkardı bence.Mark Allen ve Peter Ebdon'ı eledikten sonra bir de Mark Selby'i elemesi harika bir işti.Deyim yerindeyse her babayiğidin harcı değildi.Zaten kendisi de demişti "İlk 16'ya girmem için yarı final oynamam gerekiyordu." diye.Ve bunu başardı, ilk 16'ya geri döndü.


Diğer bir geri dönüş de yine Mark Selby'den geldi.Alışık olduğumuz üzere Ronnie'ye karşıydı bu geri dönüş.9-5 geriye düştüğü maçı 11-13 kazanmıştı ve yine harika bir işe imza atmıştı.Ancak bu maçta benim dikkatimi en çok çeken fakat kimsenin pek de dikkatini çekmeyen ilk seansın son frameini kazandıktan sonra Mark, Ronnie ile el sıkıştı ve Ronnie'nin arkasını dönmesiyle ona bakarak yumruk işareti yaptı.Pek hoş bir görüntü değildi.Belki de ben art niyetliyim :)

Hendry'nin ilk tur maçında genç Çinli Anda Zhang ile yaptığı maçta efsane olmaya aday türden.Maçı rahat götürürken Hendry ne olduysa oldu ve durum 9-9'a kadar geldi.Sonuna kadar giden oyunu rakibinin tecrübesizliğini kullanarak kazandı Hendry belkide.Ancak 19 yaşında ki oyuncu maç sonunda salondan büyük bir alkışla ayrıldı.

Turnuva da bir çok komik olayda yaşandı.En güzeli ise bence Michaela Tabb'ın beyaz topu yeşil sanıp götürmesiydi.


Turnuvanın en gözde maç sonu açıklamaları sözcüğünü ise BBC seçti "I'm over the moon" yani "Çok memnunum." sözüydü.Neredeyse her oyuncu maç sonu açıklamalarında bunu kullandı.

Murphy Ding galibiyeti sonrası: "I'm over the moon to win."

Williams, Marcus Campbell'ı geçtikten sonra: "I'm over the moon about the result but not the performance - it's the twitchy round."

Robertson'ın Davis zaferi sonrası: "I'm over the moon to get to the semis considering the way I've played so I'll have to improve a lot to get to the final."

Robertson Ali Carter'ı yarı finalde geçtikten sonra: "I'm over the…" Evet, devamını tahmin edebilirsiniz.

Turnuvanın enleri yazısında görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder