Bloğumda sizlerle bundan sonra snooker oyuncuları ve snookerın ünlü isimleriyle yaptığım ve yapacağım röportajlarımı paylaşacağım.İlk röportajımızı yaptık bile.
Kiminle?Tabi ki başlıkta olduğu gibi Rob Walker'la.
Öncelikle Rob Walker kim onunla başlayalım, belki tanımayanlar vardır.
Fotoğrafını görünce hepiniz hatırladınız eminim.Maç öncelerinde oyuncuları salona çağıran, o farklı stiliyle hepimize kendini sevdiren kişi.Rob Walker snooker dışında 2006 Dünya Kupası'nda, Londra Maratonlarında' da görev aldı.2007'den snookerda bu işi yapıyor ve biz onu oyuncuları salona çağırırken söylediği o meşhır sözü "Let's get the boys on the baize." ile tanıyoruz.Rob Walker'ın sitesine robwalkertv.com'a buradan ulaşabilirsiniz.Röportajımıza geçelim.
-Öncelikli olarak şunu sormak istiyorum.Tüm oyuncuları salona onların takma isimleriyle çağırıyorsunuz.Bu takma isimlerin bazılarını da oyunculara sizin verdiğinizi biliyoruz.Oyunculara bu takma isimleri nasıl buluyorsunuz?
Bazı takma isimler benim MC'liğe başladığım dönemden önce konulmuş.Mesela Rocket Ronnie O'Sullivan gibi.Ama bazılarında değişiklik yaptığımı söyleyebilirim.Örneğin Neil Robertson için "Melbourne Machine" deniyordu ancak ben bunu pek orjinal bulmadım.Ve bunun yerine onu artık "Thunder from down under" diyerek salona çağırmaya başladım.Takma isimlerin güzel olduğunu düşünüyorum özellikle oyuncunun yüzünde bir gülümseme bırakıyorsa.
-Geçtiğimiz Dünya Şampiyonasın'da Dennis Taylor ve Steve Davis arasında bir canlandırma maçı oynanadı.Bu harika maç hakkında neler söylemek istersiniz?
Maç inanılmaz derecede eğlenceliydi.Dennis maça komik görünümlü gözlüklerle geldi ve Steve Davis'te bir perukla.Benim için özellikle iki nedenden dolayı hafızama kazınacak bir andı.Birinci neden, 19 milyon izleyicinin izlediği bir maçı tekrar izlemiş olmaktı.Orada nasıl bir drama olduğunu tekrar anlamış olduk.İkincisi ise kariyerimde ki ilk anons hatasını yapmış olmamdı.Bildiğiniz gibi maçtan bir önceki gün Steve Davis'i, Dennis Taylor olarak salona çağırmıştım.Zor dakikalardı ama Dennis'in ismi aklıma öyle bir yerleşmişti ki bu yüzden Dennis'in ismini yayın esnasında ağzımdan kaçırıverdim.Şanslıyım ki, Steve bunu hoş karşıladı ve onunla hemen kapıda kucaklaştık.Bunların hepsi canlı yayında oldu.(O anın görüntülerine buradan ulaşabilirsiniz.)
-Barry Hearn'ü gelişiyle snookerda bir çok yeni projeler ve planlar ortaya çıktı.Hearn'ün snooker hakkında ki planları için neler düşünüyorsunuz?
Bir çok insanda olduğu gibi bende de Hearn'ün snooker hakkında ki planları büyük bir heyecan uyandırıyor.Barry'nin bu işi nasıl yapacağını bilmesi, enerjisi dikkatimi çekmişti.Hatta basın odasında yaptığımız konuşma bile heyecan vericiydi.Özellikle oyuna olan saygısı bunlardan biri.Dünya Şampiyonası gibi büyük turnuvalarda değişiklikler olmayacağını önceden söylemişti.Ancak biraz daha küçük sıralama turnuvalarında güzel dakikalar geçirmemize fırsat verecek anlar ve uyarlamalar olacağından bahsetti.15 yıl içerisinde darta neler verdiğine bakmamız yeterli.
-Eğer bu sezon bir maçı seyirci olarak izleme şansınız olsaydı, hangi maçı seçerdiniz?
Ronnie O'Sullivan ve Mark Selby arasında ki The Masters finali mükemmeldi.Masa başında harika iş çıkaran iki aktör ve Selby'nin geri dönüş konusunda ki kabiliyeti.Ronnie için maçları hep zorlaştırıyor.Ayrıca Ronnie'nin Wembley'de sürekli ortaya koyduğu harika oyun bu maçı efsaneleştirmek için yetiyor.
-Son olarak izlerken sizi eğlendiren, izlemekten zevk aldığınız bir favori oyuncunuz var mı?
Dürüst olmam gerekirse, tüm oyuncularla çalışırken eğleniyorum ve hoşlanmayacağım bir şeyler olacağına ihtimal dahi vermiyorum.Ama medya merkezinde çalışan diğer gazetecilere göre daha eğlenceli ve kolay bir işim olduğunu söyleyebilirim.Oyunculara soru sorarak vaktimi geçirmiyorum ve onların masaya gelişini daha güzel bir hale getirmeye çalışıyorum.Ortada harika derecede eğlenceli bir iş olduğu kanısındayım ve gelecek sezonu dört gözle bekliyorum.
Rob Walker'a bir kere de buradan teşekkür ediyoruz.Yeni röportajlarımızla devam edeceğiz.
güzel röportaj olmuş, snookerı tanıtmak adına güzel bir blog, tebrikler
YanıtlaSil