21 Aralık 2010 Salı

2010'un En İyi Maçları

Geçtiğimiz günlerde prosnookerblog'da dolaşırken gözüme çarptı ve ben de acaba burada ki snooker severler bu konuda ne düşünüyor diye merak ettim.Şüphesiz ki 2010 yılında snookera damga vuran bir çok olay, bir çok maç yaşandı.Biz şimdilik akılda kalan maçı seçelim ancak önce maçları biraz hatırlayalım;





Ronnie O'Sullivan 6-5 Williams (Masters)
Son şampiyon Rocket ünvanını korumak için geldiği turnuvada basamakları teker teker çıkmış ve yarı finalde Gallerli Mark Williams ile karşılaşmıştı.İlk 16 dışında kaldığı dönemlerin izini silmeye başladığı sezonla beraber Mark Williams rakibi karşısında harika bir performans ortaya koymayı da başarmıştı.Üstelik Williams wildcard turunda rakibi Rory Mcleod'u geride bırakarak turnuvaya katılmştı.Başa baş giden mücadele de yüksek kalitede bir snooker izleten iki oyuncudan Ronnie final yükselen isim olmayı başarmıştı.

Selby 10-9 Ronnie O'Sullivan (Masters)
Son zamanlarda aralarında oynadıkları çoğu maçta büyük çekişme oluşan ikili finalde karşı karşıya gelmişlerdi.Oyuna harika bir başlangıç yapan Rocket 112,101 ve 86'lık serilerle ilk seansı 5-3 önde kapamayı başarmıştı.



Akşam seansına geçildiğinde ise adeta seyirciler salonda çılgınca bir havaya bürünmüştü.Önce 7-5 üstünlüğü ele geçirmeyi başaran Ronnie daha sonrasında skoru 9-6'ya kadar taşımıştı.Şampiyonluk ünvanını korumaya sadece bir frame kala herkes Selby'nin harika geri dönüşünü izlemiş ve Mark 9-6 geriye düştüğü maçı 9-10 kazanarak harika bir performansa imza atmayı başarmıştı.

Steve Davis 13-11 J.Higgins (World Championship)
Şüphesiz ki yıllarca unutulmayacak bir maçlardan biri bu maç.Son şampiyon John Higgins burada defalarca şampiyonluk yaşamış rakibi Steve Davis ile karşılaşıyordu.Şüphesiz ki özellikle son turnuvalarda gösterdiği performans ile herkesin favorisi Higgins'ti bu maçta ancak beklenenler gerçekleşmedi.The Crucible'da 30. yılını kutlayan Davis buna yaraşır bir galibiyet alacaktı.


Higgins maçta ne yaptıysa bir türlü oyunu koparıp götüremedi.Kritik noktalarda yaptığı hatalar başına büyük işler açmıştı.Oyunda 10-9 geriye düşen Davis skoru 10-10 yapmayı başarmış, daha sonra da 12-11 öne geçtiğinde salonda heyecan üst düzey olmuştu.Higgins'in felaket bir uzun mesafe kırmızı denemesinden sonra maçı koparan Davis çeyrek finalde şampiyonluğa gidecek olan Neil'a karşı koyamamıştı.

Robertson 13-12 Gould (World Championship)
Şampiyonluğu hak etmiş olmak böyle bir şey olsa gerek.Neil'ın burada gerçekleştirdiği geri dönüş inanılmaz bir andı.İlk seansı 6-2 geride kapatan Avusturalya'lı ikinci güne 11-5 geride başladı.Martin Gould'un kariyerinde ki en üst noktalardan biri olabilecek Dünya Şampiyonası çeyrek finali için kazanması gereken sadece 2 frame vardı.Ancak ikinci gün öyle şeyler oldu ki anlatılacak gibi değildi.Üst üste kazandığı 5 frame ile durumu 11-10'a getiren daha sonra 12-10 geriye düştüğü halde bu sefer de üst üste 3 frame kazanan Neil'a yarı final yolu da gözükmeye başlamıştı.

Ronnie O’Sullivan 13-10 Mark Williams (World Championship)
Ocak ayında Masters'da izleyenlere harika bir snooker gösterisi sunan ikili bu kez Dünya Şampiyonasın'da karşı karşıya geldiler.Her iki oyuncunun da harika denebilecek bir performans ortaya koyduğu maçta Rocket bir başka oynayınca üst tura çıkmıştı.Oyunun hemen her alanında harika vuruşlar sergileyen Ronnie rakibini düşürdüğü zor durumların karşılığını almış ve maçı 13-10 kazanarak çeyrek finalde Masters'ın rövanşı için Selby ile karşılaşmaya gidiyordu.

Mark Selby 13-11 Ronnie O'Sullivan (World Championship)
Mark Williams karşısında ortaya koyduğu snookerı ilk seansta ortaya koyamayan Rocket gibi rakibi Selby'de pek iyi bir performans sergilemiyordu.4-4 biten ilk seansın ardından ikinci seansa hızlı giren Ronnie maçı 9-5 kadar getirmişti ancak 9-5 ve türevleri skorların uğursuzluğuna inanmaya başlamış olacak ki bu dakikadan sonra tutukluk yapmaya başladı.Sadece iki frame daha kazanabilen Rocket, Selby'nin geri dönüşüne bir kez daha tanıklık etti.

Higgins 10-9 Williams (UK Championship)
6 aylık snooker cezasından sonra ilk ciddi sıralama turnuvasında yer alan Higgins zaman zaman zorlanarak da olsa finale kadar gelmeyi başarmıştı.Diğer tarafta ise rakiplerini bir bir geçen ve yarı finalde de harika bir geri dönüşe imza atan Mark Williams vardı.İki efsanenin bir araya geldiği maçta Mark oldukça iyi bir performansla durumu 9-5'e kadar taşımayı başarmıştı.Ancak bundan sonra Higgins'in geri dönüşü başladı.Skor 9-7'ye gelirken maç topunu cebe gönderen Williams rakibinin bıraktığı snookera kurban olmuştu.Daha sonrasını ise sizler daha iyi biliyorsunuz...

6 yorum:

  1. selby ne hikmetse roniee yi yenmesini iyi biliyor.Roket iyi oynar maçı kazanmasına 1 veya 2 frame kala roniee istop ediyor anlamak mümkün deil :(

    YanıtlaSil
  2. Canı sıkılıyor bazen adamın napsın:))Bu sene de bir Ronnie-Selby finali izlemek isterim açıkcası.Tabi Ronnie'nin kazanması şartıyla :))

    YanıtlaSil
  3. haha evet bende isterim kazanmasını.Yada şöle umalım selby kazanmasında kim kazanırsa kazansın:D

    YanıtlaSil
  4. :)) Aslına bakarsan ben Selby'i severdim ancak geride bıraktığımız Dünya Şampiyonasında Ronnie'nin arkasından bir el hareketi yaptı ilk seans 4-4 bitince.O hareketi unutmam mümkün değil ve o vakitten sonra komik bir oyuncu olmasına rağmen sempatim azaldı diyebilirim.Ronnie olmazsa Williams kazansın.

    YanıtlaSil
  5. bilmiyom son turnuva fibnali diye mi daha aklımda ama higgins ile williams finali hala daha hafızamda.. ne geceydi ama be o gece.. hadi higginsler, yapma be williamslar havada uçuşmuştu bizim evde :)))

    YanıtlaSil
  6. Samet, snooker sever bir kitleyle maçı izlemiş olman çok iyi.Ben sadece "yapma williams" dedim durdum o akşam :))

    YanıtlaSil